Nasrin Dastan: İranlılar, Çin resim tarzını kendi sanatsal vizyonlarıyla birleştirdiler

Türk nasıl resim yapar? Dünyaya nasıl bakar? Türk resminde olan değişimler zihin dünyamızdaki değişimleri yansıtıyor. Çünkü  düşünce dünyamızda her sorun hayatın her alanına sirayet ediyor. Türk minyatürünün tarihi üzerine bir çok eser var. Son zamanlarda işin teorik arka planı anlamaya çalışan Beliz Güçbilmez  ve Özlem Hemiş’in eserleri önemli bir boşluğu dolduruyorlar.

Çin resim sanatının minyatür sanatı nasıl etkilediği, Çin resim sanatının teorik kökenleriyle ilgili araştırma yaparken Nasrin Dastan’nın İran Minyatürlerinde Çin Unsurları  kitabıyla karşılaştım. Kitabı alıp okuyamasakta en azından yazarıyla röportaj yaptık.

Sizi tanıyarak başlayalım.

Nasrin Dastan

İran’ın Tahran şehrinde doğdum. Eğitim hayatım boyunca Çin sanat tarihi üzerine yoğunlaştım ve bu alanda özellikle Han ve Tang hanedanlıkları dönemi üzerine çalıştım. Pekin’deki Çin Merkez Güzel Sanatlar Akademisi’nden Çin Sanat Tarihi alanında doktora derecesine sahibim. Şu anda İran Sanat Akademisi’ne bağlı Sanat Araştırmaları ve Akademik Araştırma Enstitüsü’nde (IASAR) Sinolog olarak görev yapıyorum ve Tarihçi Doğu Sanatları Bölümü’nde Yardımcı Doçent olarak çalışıyorum. Aynı zamanda İleri Araştırma Enstitüsü’nde Doğu Sanatları Bölümü’nün başkanlığını yürütüyorum.

Bize bugün İran minyatür sanatından bahsedebilir misiniz? Geçmişten günümüze nasıl bir yere doğru evrildi?

İran minyatürlerinde sanatçı doğaya tabi değildir. Sanatçı, doğayı olduğu gibi kopyalamaktan ziyade, izleyicinin görmek isteyeceği kadar güzellik ve anlam yaratma çabası içindedir. Bu, sanatçının hayal gücü ve estetik anlayışıyla birleşerek eşsiz eserlerin ortaya çıkmasını sağlar. Tasarım, kurallar ve renklendirme açısından çok belirgin özelliklere sahiptir. Tasarımda ince detaylar, hassas çizgiler ve zengin renk paletleri kullanılır. Bu sanat dalı, dünya resim okulları arasında özel bir yere sahiptir. İran minyatürlerindeki incelik, detay ve estetik unsurlar, bu sanatın kendine özgü çekicilik ve cazibesini oluşturur.

İslam’ın ilk yüzyıllarında başlayan İran minyatür okulları önemli eserler bıraktı. Bu dönemde, resim sanatı Arap hatlarıyla birleşmiş ve en iyi Kur’an nüshaları yenilikçi İranlı sanatçılar tarafından yazılmış, süslenmiş ve yaldızlanmıştır. Kuran’ın kenar süslemeleri, başlıkları ve sülüs ve hatayi desenlerinin bileşim dönüşleri stilize olarak adlandırdığımız özel bir şekilde icat edilmiştir. Bu dönemin sanatçıları, güzellik ve anlam yaratma konusunda büyük bir ustalık sergilemişlerdir.

Günümüz İran minyatürleri, eski minyatürlerden oldukça farklıdır. Eski minyatürler, geleneksel teknikler ve stilistik unsurlar üzerine kuruluyken, günümüz minyatürlerinde perspektif ve yüzlerin gerçeğe yakın işlenmesi gibi Avrupa klasik resimleri ve empresyonizm gibi modern sanat akımlarının etkilerini görüyoruz. İran minyatür sanatının modernize edilip Avrupa etkilerini barındırdığını gösteriyor.

Bağdat Okulu ve Selçuklu okulları nasıl etkiledi?  Bir de Moğol istilası dönemi var.

Bağdat Okulu, ilkel bir resim türü olarak yaratıcılarının beceri ve sanatsal güç eksikliğini göstermektedir ve çoğunlukla hikayeler ve dini gelenekleri içermektedir. Bağdat okulu sanatçıları çoğunlukla İranlıydı ve genellikle Arap kabilelerinin başları ve yöneticilerinin emriyle el yazmalarını kendi zevklerine göre süslemişlerdir. Bu sanatçılar, çalışmalarını İran’ın yakın ve uzak bölgelerine kadar yaymışlardır.

Selçuklu Okulu’nda sanatçılar Çin resimlerine aşina olmuşlardır. İranlılar, Çin resim tarzını kendi sanatsal vizyonlarıyla birleştirmişlerdir ve bu tarz, İran’a Moğol istilasından yıllar önce yaygın bir uygulama olmuştur. Selçuklu döneminde İran resim sanatı önemli bir ilerleme kaydetmiştir. Bu dönemde yapılan eserler, Çin resimlerinin etkilerini ve İranlı sanatçıların yenilikçi yaklaşımlarını yansıtmaktadır.

Cengiz Han’ın İran’a saldırısından sonra Bağdat okulu tamamen ortadan kalkmış, ancak Selçuklu okulu Moğol döneminde evrim geçirmiştir. Moğol liderleri, Çinli ressamları İran’a getirmiş ve Çin resmini yaymaya çalışmışlardı. İranlı sanatçılar, Çinli ressamlar gibi doğaya duyguların sonu olarak asla önem vermemiş ve daha çok insanlara ve insan durumlarına odaklandılar. İran minyatürleri, şiir, kültür ve yerel düşünme yollarıyla bağlarını korumuş ve bu durum, İlhanlı ve Timurlu dönemlerine kadar devam etmiştir. Moğol döneminde, sanatçılar insan figürleri ve duygulara daha fazla odaklanmış, bu da İran minyatürlerinin kendine özgü karakterini korumasını sağladı.

Siz neden Çin resminin İran minyatürü üzerine etkisine çalıştınız? 

Çin Sanatları Tarihi’nin Han ve Tang dönemine çalışıyordum. Çin ve İran arasında antik Adura’dan İpek Yolu’na kadar birçok kültürel ve sanatsal bağlantı buldum. Bunlardan biri de resim sanatındaki etkilerin bağlantısıydı. Bu konu ilgimi çekti ve üzerine çalışmak istedim.

Çin resminin temel özellikleri nelerdir?

Çin resmi, Çin felsefesi ve edebiyatı ile derin bir şekilde bağlantılıdır. Bu sanat formu, genellikle güzellik, barış ve uyum kavramlarını ifade etmek için kullanılır. Çin resminin kökleri, insanların doğayla olan bağlarını ve içsel dünyalarını yansıtma arzularına dayanmaktadır. Geleneksel Çin fikirlerine göre, çalışkanlık, dinamizm ve tazelik büyük önem taşır. Bu nedenle, Çin resminin temelinde insanın doğayla olan bağlantısını ve içsel gelişimini vurgulayan bir anlayış yatar.

Çin resmi, 3000 yıldan fazla bir geçmişe sahip geleneksel bir sanat formudur. Çin resmi genellikle kağıt üzerine siyah mürekkep kullanılarak yapılır ve geniş bir stil ve teknik yelpazesi içerir. Çin resmi, Çin felsefesi ve edebiyatıyla harmanlanmıştır ve genellikle güzellik, barış ve uyum kavramlarını ifade etmek için kullanılır. Çin resminin popüler stillerinden bazıları manzara resmi, kuş ve çiçek resmi ve yüz resmidir.

Geleneksel Çin resmi iki önemli yöntem ve stile ayrılır: Gonbi Meticulous  工笔  yöntemi ve Freehand 写意  Xie Yi. Detay odaklı yöntemde, detaylara dikkat etmek ve güzel bir gösterim yapmak önemlidir. Serbest el yönteminde ise şekiller güçlü bir fırça tekniği ve mürekkep kullanılarak gösterilir. Bu yöntem, şekillerin düzenlenmesi ve mekân yaratılmasında ana ve belirleyici rol oynar. Serbest el tekniği, özellikle doğa ile insan arasındaki bağlantıyı vurgular ve sanatçının içsel dünyasını dışa vurmasını sağlar.

Çin resmi uzun zamandır İran halkı tarafından biliniyordu. Çin resimleri, perdelerin boyanması şeklinde veya ithal edilen eserlerde dekorasyon olarak İran’a girmiştir. İranlılar Çin resmini tanımış ve ona ilgi gösterdiler. Çin resminin İran sanatına etkilerinin çoğu İslam sonrası ve özellikle Moğol döneminden sonradır. Çin resimlerinin İran minyatür sanatına getirdiği en büyük katkı, detay ve renk kullanımındaki titizlik olmuştur.

Çin resmi, İran minyatürünü nasıl etkiledi?

İranlılar, minyatür resimde yenilikçi ve kurucu olmuş ve eski zamanlardan beri İran’da kök salmıştı. Aslında bu resim tarzı, İran’dan Çin’e gitmiş ve ardından Moğol dönemi sırasında Çin’den tekrar İran’a geri geldi. M.Ö. 5. yy’da , yani Ahameniş kralları döneminde, av sahnelerini gösteren İran saraylarının duvar resimleri Çin’e gitti. M.Ö. 5. yüzyıldan M.S. 8. yy’a kadar, İran resminin Çin resmine etkisi büyük oldu.

Moğolların İran’a gelmesinden sonra, İran ve Çin arasında geniş kültürel ve ekonomik ilişkiler yeniden kuruldu. Moğolların resim ve astronomiye olan ilgisi, bu sanat ve bilimin yönetimleri sırasında gelişmesini sağladı. Bu dönemde İran resim ve Çin unsurları yeni bir bağ oluşturmuştur. Timurlu döneminde, İranlı sanatçılar İran resminde yeni bir okul ortaya çıktı. Sultan Hüseyin Mirza Baykara’nın hükümdarlığında Mansur Musur Heravi ve Kemaleddin Bihzad gibi usta ressamların ortaya çıkmasıyla zirveye ulaşmıştı. Bu dönemde Fars resminin Çin kökleri yoktu ve tamamen İranlıydı.

İran resminin Çin resim sanatından etkilendiği düşüncesi tamamen doğru değildir. İki medeniyet, tarihin belirli noktalarında kültürel açıdan birbirlerini etkilemişlerdir. Bu etkiler, resim sanatında tamamen karşılıklı oldu.

Leave A Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir