Fütüvvetname-I

Ahir zamanda yaşayan bir Müslüman genç ne yapmalı? Bu soruya kendimce cevap arıyordum hala arayışım devam ediyor. Soruma cevap bulmak umuduyla birisi  Yusuf Suresi diğeri Kehf Suresini olmak üzere iki sureyi belirlemiş sürekli okuyor ve tefekkür ediyordum.

Yusuf Suresi insanın çocukluğundan itibaren başına gelen aile,nefsani duygular ve devlet daha bir çok konuyu ihtiva ettiği için Kehf suresini de Peygamber Efendimiz aleyhisalatuvesselam’ın  “Kim, Kehf suresinin evvelinden on ayet ezberlerse, Deccâl’den korunmuş olur.” ( Müslim, Müsafirûn, 257; Ebu Davud, Melahim, 14.) hadisinden hareketle Kehf suresine neden ahir zamanda işaret etmiş diye düşünerek bu iki sureyi uzunca bir süre beraber okudum.

Müslüman gençler için yazılmış kitapları elimden geldiğince okumaya ve incelemeye çalışıyordum. Bu arayışımdaki önemli anlardan birisi ise Müslüman ülkelerin birisinde bir ilahiyat profesörü tarafından İslam gençliğine tavsiye vermek adına yazılmış ve Türkçe’ye çevrilmiş kitaptan bir bölümü okumamdı. 

Gençlik üzerine bir konferans vermek isteyen ilahiyat profesörü hoca konferans öncesi gençlerin hayatlarında karşılaştığı sorunlar üzerine yazılı anket yapmıştı.Kendisinin konuşmak istediği konular ve beklediği cevaplar; İslam ve ümmet şuuru, Müslümanların karşılaştıkları ekonomik,siyasi,ilmi sorunlar iken gençlerin verdiği cevaplar karşısında şok olmuştu. Gençlerin cevapları ise; işsizlik,evlilik,istimna,sigara vb. cevaplar alınca şok olmuştu.Gençler bir vadide kendisi bir vadideydi.

İslami hareketlerinden bazılarının gençlerin içinde bulunduğu zamanı ve şartları, sorunları anlamak yerine gençleri kendilerine iktidar ve nüfus alanı oluşturmak için gençleri bir proje olarak görüyorlardı. 

Bütün bu araştırmalarım ve tefekkürüm neticesinde bir şeye yaklaştığımı seziyorum. Bu iki sure arasında hangi ortak konular,hangi ortak kelimeler,hangi ortak esmalar geçiyor araştırıyordum. Daha sonra sadece sureleri okumanın ve kendimce geliştirdiğim bağlantı kurmanın yöntemin yetmediğine karar verdim. Zihnimdekileri dinlendirmek adına bu okumalarıma uzunca bir ara verdim.

Bu süreçte araya bir sürü şey girince zihnimin bu konu zihnimin bir köşesinde durdu kaldı. Şeyh Abdülkadir’in müridleriyle konuşurken “Fütüvvet”  kavramından ve zamanımızdaki nasıl anlaşılması gerektiğinden bahsedince bir anda netleşti ve sonunda aradığımı bulmuştum!

Fütüvvet  delikanlılık,yiğitlik,diğergamlık,manevi gençlik vb. olmak üzere bir çok anlama geliyor. Tasavvuf tarihi içerisinde bir çok tanımı yapılmış. İngilizce’ye şövalyelik(Knighthood) olarak çeviriliyor. Fütüvvet ehli kahramanlık,diğerkamlık,cömertlik,soyluluk gibi belirgin karakteristik özelliklerle ön plana çıkıyor.Tasavvufu ve sufileri insanları pasifliğe sevk etmekle suçlayanları yalancı çıkaran bir kavram.

 Kur’an-ı Kerim’e baktığımız zaman ‘feta’ ve çoğulu  kelimesinin Hz İbrahim (a.s), Hz Yusuf (a.s) ve Ashab-ı Kehf için kullanıldığını görüyoruz. Peygamber Efendimiz aleyhi salatu vesselam hayatı başlı başına fütüvvet örneği. Sahabelerinden ise “Feta illa Ali, la seyfe illa Zülfikar (Ali gibi genç,Zülfikar gibi yiğit yoktur)” Hazreti Ali(k.v) fütüvvetle özdeşleşmiş bir durumda.

Günümüzde fütüvvet ehli var mıydı ?Varsa ne yapıyorlardı? Onları fütüvvet ehli yapan özellikleri nelerdi? Ümmetin tarihinde ilk kez karşılaştığı kitlesel olarak seküler eğitim sistemi , başta üniversite ve etrafında gelişen üretim,tüketim ve yaşam biçimlerine Müslümanca bir duruş için öğrencilik hayatı,bekar evi hayatı,şehir içi ve şehir dışında karşılaşılan problemler daha bir çok soruna fütüvvet pencerisinden bakmaya çalışacağız.

Leave A Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir